Pilonidal Sinüs diğer adı ile kıl dönmesi daha çok erkeklerde görülen bir durumdur.  Genelde 15 - 35 yaş arasındaki erkeklerde daha sık rastlanan bu durum kadınlarda da meydana gelebilir.  Kıl dönmesinin erkeklerde görülme oranı kadınlarda görülme oranından 3 kat daha fazladır.

Pilonidal Sinüs Nedir?

Pilonidal sinüs; ense, saç derisi, sırt bölgelerinden kıl ve tüylerin dökülmesi sonucunda meydana gelebilir. Bu bölgelerden dökülen kıl ve tüyler derinin içine gömülerek burada iltihaplı bir yapı oluşturur. Genelde kuyruk sokumunda oluşan kıl dönmesi nadiren göbek deliğinde de oluşabilir. Kuyruk sokumunda ağrı ve şişlik görülmesi durumunda doktora danışmak önem taşır. Pilonidal Sinüs ne kadar erken evrede teşhis edilirse tedavisi de o kadar kolay hale gelir.

Kıl Dönmesi Belirtileri

Kıl dönmesi ilk başladığında anlamak mümkün olmayabilir. Kıl ve tüyler kuyruk sokumunda toplanarak bir yapı oluşturduğu için oluşan yapının büyümesi zaman alabilir.  Kıl dönmesi ilk aşamada hastayı fazla rahatsız etmeyebilir. Ancak ilerlemesi ile birlikte enfeksiyonlu bir hale dönüşmesi hastanın oturamamasına kadar ilerleme göstermesine neden olabilir.  Kıl dönmesi belirtileri şu şekilde sıralanabilir.

  • Akıntı
  • Kötü koku
  • Makatta kaşıntı
  • Makatta kızarıklık
  • Makatta şişlik
  • Makatta ağrı
  • Ciltte delik

Kıl dönmesi sonucunda kötü koku meydana geliyorsa kıl dönmesinin olduğu bölge iltihaplanmış olabilir. 

Pilonidal Sinüs Tedavisi

Pilonidal sinüs eğer fazla ilerlememişse cerrahi olmayan yöntemlerden yararlanılabilir. Hastalığın ilk evrelerinde günlük olarak kuyruk sokumunun temiz tutulması, saç ve kıl dökülmelerine dikkat edilmesi, düzenli olarak traş ya da epilasyon yapılması hastalığın ilerlemesini önleyebilir. Eğer kuyruk sokumunda ağrı bulunuyorsa sıcak su banyoları ile ağrının hafifletilmesi sağlanabilir. Enfeksiyon varsa antibiyotik kullanılabilir. Eğer kıl dönmesi ilerlemişse apse drenajı yapılabilir. Apse drenajında kıl dönmesi nerede oluşmuşsa o bölgedeki apse oluşturan bölgenin boşaltımı sağlanır. Düzenli pansumanlarla bu işlem geçici rahatlama sağlasa da tekrar edebileceğinden başka tedavi yöntemleri de kullanılabilir. Planidal sinüs tedavisinde en çok başvurulan yöntem plonidal sinüs ameliyatıdır.

 

pilonidal-sinus-nedir

 

Kıl Dönmesi Ameliyatı

Kıl dönmesi ameliyatı ile kıl dönmesinin tedavisi sağlanabilir. Yapılan bu cerrahi işlemde apse olan bölge ve çevredeki enfekte doku çıkarılır. Kıl dönmesi ameliyatında kullanılan birkaç yöntem vardır. Kıl dönmesindeki sorunlu bölge çıkarıldıktan sonra yaralı bölge açık bırakılabilir. Bu işlem sayesinde enfeksiyon riskinin en aza indirgenmesi sağlanır. Kıl dönmesi ameliyatında kullanılan bir diğer yöntem ise sorunlu bölgenin çıkarılmasından sonra yaranın kapatılmasıdır.  Bu yöntemde enfeksiyon ve tekrar etme riski önceki yönteme göre daha fazla olsa da iyileşme süresi daha kısadır. Pilonidal sinüs ameliyatında yara kapatılırken yara yeri kaydırılabilir. Yara yerinin kaydırılmasıyla iyileşme sürecinin hızlanması ile birlikte tekrar etme riski de azaltılabilir. Yapılan ameliyatlar minimal invaziv yöntemlerle de gerçekleştirilebilir. Son yıllarda lazer tedavisi kıl dönmesi tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.

Kıl dönmesi Ameliyatı Sonrası

Kıl dönmesi ameliyatı sonrasında hasta hijyenine çok önem vermelidir. Ameliyat bölgesinin kuru ve temiz olması gerekir. Pansumanlar düzenli olarak yapılmalıdır. Hasta uzun süre oturmaktan kaçınmalıdır. Kıl dönmesi ameliyatından sonra iyileşme süresi hangi yöntemle tedavinin yapıldığına göre değişiklik gösterir. Ameliyattan sonra hastada ağrı görülebilir. Ağrıyı kontrol altına almak için ağrı kesici ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Hasta bir süre kendini rahatsız hissedebilir. Yatmak, oturmak ya da yürümek gibi eylemler kişiyi ameliyat öncesinden daha fazla yorabilir. Ancak yine de ameliyat sonrasında hareketli olmak önem taşır. Hareket ederken dikkatli olmalı ve yavaş hareket edilmelidir. Özellikle ameliyat bölgesine darbe alınmasını önlemek gerekir. Kişinin nasıl beslendiği de önemlidir. Kabızlık ameliyat bölgesini zorlayacağından daha çok sıvı, lifli ve yumuşak gıdalarla beslenmek faydalı olabilir.