Anal fissür anüs çıkışında genelde arka orta hatta ya da ön orta hatta oluşan yaklaşık 1- 1.5 cm lik yüzeyel yırtıktır. Genelde kabızlık sonrası dışkılama esnasında bu yırtık oluşur ve şiddetli ağrı meydana gelir. Ağrı sonrasında anüsün çevresindeki istemsiz çalışan düz kas (internal sfinkter) kasılır ve gevşeyemez. Bu nedene yırtık iyileşemez ve sebat eder. Bu durum bir kısır döngü gibi devam eder ve hastalar dışkılamaktan çekinir. Dışkılama ertelendikçe dışkı sertleşir ve çıkışta ciddi ağrı yapar. Ağrı kasın spazmını arttırır ve fissür iyileşemez.

Bu kısır döngünün kırılması ve ağrının azalıp fissürün iyileşmesi için öncelikle kabızlığı engellemek gerekmektedir. Bunun için bol miktarda taze sebze ve meyve ayrıca lifli gıdalar ve bol su içmek gerekir.

Kuru kayısı, kuru erik gibi gıdalarda tüketilebilir. Sıcak suya oturulduğunda ya da anüs bölgesine sık sık sıcak su tutulduğunda kastaki spazm azalıp iyileşme sürecini hızlandırabilir. Lokal anestezik etkili kremler kullanılabilir. Genelde kronikleşmemiş yani yeni oluşmuş olan fissür yukarıda sayılanlar yapıldığında iyileşir. Yukarıda sayılanları yapmasına rağmen rahatlama olmuyorsa ve aradan 2 ay geçmişse fissür artık kronikleşmiştir diyebiliriz. Kronik fissürlerde artık fissürün bulnduğu alanda küçük cilt çıkıntıları oluşmuştur. Hastaların bir kısmı bunları hemoroidler ile karıştırır ve kendisinde hemoroid olduğunu düşünür.

Kronikleşmiş fissürlerde yukarıda bahsedilen öneriler dışında internal anal sfinkter adını verdiğimiz çok gergin olan kası gevşetmeye yönelik tedaviler planlanır. Bunlar arasında gliseril trinitrat içeren kremler, diltiazem içeren kremler ve botilinum toksini (botox) uygulaması bulunmaktadır. Eğer bu yöntemlerde işe yaramazsa cerrahi tedavi gündeme gelmektedir. Cerrahi tedavide internal anal sfinkter kası kesilir ve böylece kasın kasılmasına ve gerginlik yaratmasına kalıcı olarak bir son verilmiş olunur. Cerrahi tedavi çok etkili bir tedavi yöntemi olmasına rağmen son çare olarak devreye sokulmalıdır.